Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kendine nasıl davranılmasını istiyorsan başkalarına öyle davran
Sayfa 111
Hayat bir bütündür. Sen bu hayatın sadece bir parçasısın.
Sayfa 72
Reklam
Anladı ki, Allah, insanlardan sevgiyle ve iyi işlerle borçlarını ödemelerini istiyor.
Sayfa 66
İnsan hiçbir zaman, tüm işlerini bitiremez.
Sayfa 44
Gerçek ruh hastaları, kendindeki belirtilerin farkında olmayıp başka insanlarda delilik alametleri gören kimselerdir.
Sayfa 216Kitabı okudu
Ne kendime ne de ona, beni sevip sevmediği hakkında bir şey sormadım. Benim onu sevmem bana yetiyordu.
Reklam
Evet, siz şimdiki gençler, vücuttan başka hiçbir şey görmezsiniz. Bizim zamanımızda ise öyle değildi. Benim aşkım şiddetlendikçe sevgilim gözümde o nispette manevileşiyordu. Siz şimdi yalnız bacak, baldır görürsünüz, hatta daha başka şeylere... Siz sevdiğiniz kadınları soyarsınız bile... Ama bana göre; Alfons Kar'ın dediği gibi... Doğrusu iyi bir yazardı ''benim âşık olduğum kadının üstünde daima tunçtan elbiseler bulunur.'' Biz, kadınları soymak değil, hatta Nuh'un oğlu gibi onların çıplaklığını örtmeye çalışırdık. Haydi canım, siz bunu anlayamazsınız.
Yaşamımızdaki sarsıcı durumları dile getirmek istediğimizde, ağırlık belirten eğretilemelere başvurmak eğilimindeyizdir. Bir şeyin bizim için büyük bir yük olduğunu söyleriz. Ya taşırız bu yükü ya da beceremez, okkanın altına gideriz, bu yükle didişir, kazanır ya da kaybederiz. Ya Sabina - sahi ne olmuştu ona? Hiç. içinden terk etmek geldiği için bir erkeği terk etmişti. Erkek onun peşinden mi gelmişti? Ondan intikam almaya mı çalışmıştı? Hayır. Sabina'nın dramı ağırlığın değil hafifliğin dramıydı. Onun payına düşen yük değil, varolmanın dayanılmaz hafifliğiydi. O zamana kadar ihanetleri heyecan ve neşeyle doldurmuştu içini. Çünkü yeni ihanet serüvenlerinin yolunu açıyordu önünde. Peki, ya bütün bu yolların bir sonu varsa? İnsan ana babasına, kocasına, ülkesine, aşkına ihanet edebilirdi ama ana baba, koca, ülke ve aşk elden gidince - ihanet edilecek ne kalıyordu geriye? Sabina çevresinde bir boşluk hissediyordu. Ya bu boşluk, bütün ihanetlerinin varacağı yerse? Doğal olarak bunun farkına varmamıştı şimdiye kadar. Nasıl varabilirdi ki? Peşine düştüğümüz hedefler hep bir parça sislerle örtülüdür. Evliliği özleyen genç kız bilmediği bir şeyi özler. Ün peşinde koşan gencin ün denen şey hakkında en ufak bir bilgisi yoktur. Attığımız her adıma anlamını veren şey o adım hakkında hiçbir şey bilmememiz gerçeğidir. Sabina ihanet etmeye duyduğu isteğin ardında yatan hedefin farkında değildi. Varolmanın dayanılmaz hafifliği - hedef bu muydu? Cenevre'den ayrılması onu bu hedefe iyice yaklaştırmıştı.
Sayfa 136 - Can YayınlarıKitabı okudu
Bu hükme göre insanlar kanun önünde eşittir. Sömürülen insanlar bunun yalnızca soyguncuların insanları daha kolay soymaya yaradığını, kendilerine bu imkanı vermediğini anlayınca öfkelenip soygunculara saldırıyorlar. İşte o zaman karşılıklı cinayetler başlıyor, bir anda binlerce insan ölüyor.
Reklam
Bu şekilde soyguncuların ceza görmemesi ve bu işin çok kolay olması yüzünden insanların başlıca ülküsü soygunculuk oldu ve soyguncular kendi aralarında "Sen daha çok soydun, ben daha az soydum" diye savaşır hale geldiler.
Şimdi yalnızca yaşayan insanlar değil, gelecek nesiller de soyuluyor. Bu soyguncular kutsal kişiler olduğu ve insanlar onlara karşı gelmeyi göze alamadıkları için bu usûl daha sürekli ve kalıcı oluyor.
Hristiyan milletler yalnızca kendi adamlarını soymakla kalmayıp bir sürü usûllerle, özellikle de Hristiyanlığı yaymak bahanesiyle, tüm yabancı milletleri soyuyorlar.
artık soyulanlar vergiler, özellikler de vasıtasız vergiler yüzünden soyguncuların yüzlerini görmüyorlar.
İnsanlar yüzlerce kadınla düşüp kalktıktan sonra, yine namusluca evlenebileceklerini düşünerek evleniyorlar ama sapıklık içlerine işlediği için aynı şeyi kilise evliliğinden sonra da devam ettiriyorlar.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.